Karl Marx Ve Friedrich Engels’in Eserler’in üçüncü cildi, Marx’ın 1845 Ilkbaharında kaleme aldığı “Feuerbach Üzerine Tezler”i ve bilimsel sosyalizmin kurucularının 1845/46’da yarattıkları büyük ortak çalışmaları “Alman İdeolojisi”ni içermektedir. Bu ciltte yer alan çalışmalar, bilimsel komünizmin doğuş dönemine aitler ve Marksist partinin felsefi, teorik temellerinin oluşturulmasında önemli bir aşamayı Temsil ederler; Marx ve Engels’in tümüyle olgunlaşmış ilk eserlerinin dolaysız öncelleridir.
Feuerbach Üzerine Tezler ve Eleştirileri
Marx, “Feuerbach Üzerine Tezler”de hem Feuerbach’ın hem de öncesindeki materyalizmin temel kusurunu ortaya koyar: Edilgen seyirci karakterini, insanın devrimci, pratik-eleştirel etkinliğinin öneminin görülmeyişi. Marx devrimci pratik etkinliğin, dünyanın idrak edilmesinde ve dönüştürülmesindeki belirleyici rolünü vurgular. Bu bakımdan on birinci tezin özel bir önemi vardır: “Filozoflar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumladılar, aslolan onu değiştirmektir.” Bu tezde Marksist felsefe ile Marksizm öncesi materyalizm de dâhil olmak üzere daha önceki felsefenin tamamı arasındaki temel fark özlü bir biçimde formüle edilmiştir.
Alman İdeolojisi ve Devrimci Düşünce
“Alman İdeolojisi”nde Marx ve Engels, insanın toplumsal var oluşunun onun toplumsal bilincini belirlediği tezini ortaya koyarlar ve bu tezi açıklarlar. İnsanın toplumsal yaşamının bütününde üretim biçiminin belirleyici rolünü gösterirler. Üretici güçlerin ve üretim ilişkilerinin en genel nesnel gelişim yasaları ilk kez “Alman İdeolojisi”nde karakterize edilir. Devletin rolü, ekonomik egemenliğe sahip sınıfın iktidar aracı olarak ortaya konmaktadır. Marx ve Engels, sınıf mücadelesi ve devrimin, tarihsel gelişimin motor güçleri olduğunu gösterirler.