Bir türün milyarlarca insanı etkileyen bir sanat formu olan müzik, insanların zamanlarının büyük bir kısmını Bu tonal düzenlemelere ayırmasını tuhaf bulmak mümkün. Arthur C. Clarke’ın Çocukluğun Sonu adlı bilimkurgu romanında anlatılan aşırı rasyonel uzaylılar olan Derebeyleri, insanları en çok şaşırtan konulardan biri olan müzik sevgisini anlayamazlar.
Uzay gemileriyle Dünya’ya inen Derebeyleri, bir konser izler ve performans sonunda besteciyi kutlarlar ancak müziğin insanlar üzerindeki etkisini tam olarak kavrayamazlar. Onlar için müzik bir şey ifade etmez çünkü eksik oldukları bir türden gelir. Ancak, insanlar neredeyse tüm kültürlerde Müziği algılar ve etkilenir, bu da müzik sevgisinin doğuştan gelen bir yatkınlık olduğunu gösterir.
Müziğin Nörolojik Etkileri
Müziğin dinlerken, zihinde canlandırılırken ve hatta yapıldığı sırada beyinde gerçekleşen süreçleri anlamak için geliştirilen nörolojik araştırmalar, müziğin insan beynindeki etkileyici gücünü gün yüzüne çıkarmaktadır. Müzik dinlerken, kaslarımızla birlikte ritmik tepkiler veririz ve bu süreç sırasında beynimizin farklı bölgeleri devreye girer.
Beyindeki müzikle ilgili sinir ağlarının etkinleşmesi, müziğin duygusal ve bilişsel etkilerini açıklamaya yardımcı olur. Bu karmaşık yapının çeşitli hastalıklar üzerindeki etkileri ve müzik terapisinin bu hastalıkların tedavisindeki rolü, nörolojik araştırmaların odak noktalarından biridir.