Öz-farkındalık büyük bir armağan, hayat kadar değerli bir hazinedir. Bizi insan yapan şeydir. Ancak, varoluşumuzun kaçınılmaz bir şekilde ölümle sonuçlanacağı bilgisiyle gölgeleniriz. Dört bin yıl önce Babil kahramanı Gılgamış’ın ölüm korkusunu dile getirdiği gibi, ölüm korkusu insanlık tarihi boyunca varlığını sürdürmüştür.
Ölüm Korkusuyla Yüzleşmek
Ölümle yüzleşmek, çoğu insan için korkulu bir deneyimdir. Psikoterapist Irvin D. Yalom’un ölüm korkusuyla mücadelesini ve bu süreçte edindiği deneyimlerini paylaştığı kitabı, ölümle korkmadan yüzleşmenin yollarını aramamıza yardımcı olabilir. Yalom, ölümle ilgili anksiyeteyi aşmak için hastalarıyla yaptığı seanslardan elde ettiği bilgileri okuyucularıyla paylaşıyor.
Önsöz ve Teşekkür: Yalom’un kitabında ölüm korkusuyla baş etme konusunda yardım eden pek çok kişiye teşekkür ettiği belirtilmiştir. Kitabın hazırlanmasında emeği geçenler arasında ajansı, editörü, meslektaşları ve ailesi bulunmaktadır.
1. Bölüm: Ölümcül Yara
“Yüreğim umutsuzluk içinde. Ölümden korkuyorum.” Gılgamış’ın bu sözleri, ölüm korkusunun insanın varoluşunu nasıl gölgelendiğini açıkça Ifade etmektedir. Ölüm korkusu, yaşamın her aşamasında farklı şekillerde ortaya çıkabilir ve insanın hayatını etkileyebilir.
- Ölüm korkusunun tarihsel ve psikolojik boyutları
- Epikouros’un ölüm korkusunu dindirme yöntemleri
- Çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve orta yaş dönemlerinde ölüm korkusunun değişen etkileri
- Ölümle yüzleşme ve kaygıları hafifletme stratejileri