Ahmet Rasim’in Şehir Mektupları, denemelerinin ilk basımı olan 4 ciltlik eser 1896 yılında yayınlanmıştır. Bu eserin ikinci basımı ise 1912-1913 (1328-1329) tarihlerinde gerçekleşmiştir. Ancak, eserin yeni harflerle yazılan versiyonu ilk kez 1971 yılında Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yayınlanmıştır. Ahmet Rasim’in doğup büyüdüğü İstanbul’u konu alan Şehir Mektupları’nın ilk cildinde 116 mektup bulunmaktadır. İkinci cilt ise 117. mektuptan başlayarak 217. mektuba kadar ulaşmaktadır. Yazarın, İstanbul’u yaşanmış ancak yazılmamış Bir şehir olarak ele aldığı bu eser, bir İstanbul sevgisi kültürü oluşturmuştur.
Şehir Mektupları, genel olarak İstanbul’u konu alır Ve Ahmet Rasim’in izlenimleri ve özlemlerini içerir. Her bir mektupta, yazarın yaşadığı dünyayı algılayan, yorumlayan duygu ve düşünce dünyası bulunmaktadır. Mektuplar, sohbet üslubuyla kaleme alınmış ve herhangi özel bir başlık içermemektedir. Okurla Iletişime geçerken, onları güldürmek veya anlatılan konuyu bir anıyla renklendirmek için fıkralar gibi vazgeçilmez yöntemlere başvurulmuştur.
Örneğin; 2. Mektup, Boğaziçi’nden, mesire yerlerinden, Haliç’ten, Sadabad’dan, Kağıthane’den ve Göksu’dan bahsederek özellikle Göksu gecelerini detaylı bir şekilde anlatır. 3. Mektup ise misafirlik konusuna odaklanır. Yazar, bir dostuyla misafirlik üzerine bir sohbet gerçekleştirir ve ardından onunla ilgili bir anısını okuyucularıyla paylaşır. 4. Mektup’ta ise “İspor” konusu işlenir. Yazar, bu kelimenin koşu, yarışma, güreş ve buna benzer eğlence ve oyunları ifade eden İngilizce bir sözcük olduğunu açıklar.
Ahmet Rasim, 5. Mektup’ta göz ağrısı ve hekimin uyguladığı tedavi yönteminden bahseder. Gözlük kullanımının gerekliliğini vurgularken, bir gözlük fıkrasıyla da konuyu renklendirir. Şehir Mektupları, İstanbul’u tüm güzellikleri ve zenginlikleriyle yaşayan, bu deneyimleri okurlarıyla paylaşmak isteyen Ahmet Rasim’in engin kültürünü, deneyimlerini ve halkı aydınlatan çeşitli bilgilerini içeren önemli eserlerinden biridir.
Eserin, Ahmet Rasim’in İstanbul’a duyduğu sevgi ve özlemle şekillenen bir tablo olduğu görülmektedir. Yazar, İstanbul’u tüm detaylarıyla ele aldığı bu eseriyle okuyucularına İstanbul’un geçmişini ve güzelliklerini aktarmayı amaçlamıştır. İstanbul’un tarihine ve kültürüne dair derin bir bilgi birikimine sahip olan Ahmet Rasim, bu bilgileri mektuplarında aktararak okuyucularını İstanbul’un benzersiz atmosferiyle buluşturmuştur.
Şehir Mektupları’nın her bir mektubu, o zamanın İstanbul’unu detaylı bir şekilde yansıtmakla kalmayıp, aynı zamanda yazarın kişisel düşüncelerine ve duygularına da yer vermektedir. Bu mektuplar aracılığıyla Ahmet Rasim, okurlarına İstanbul’un karmaşık ve dokunaklı bir portresini sunarken, kendi bakış açısını ve duygusal dünyasını da açığa çıkarmıştır. Bu yönüyle Şehir Mektupları, sadece bir şehrin portresi çizmekten öte, yazarın ruhsal dünyasını da sunan derinlikli bir eser olarak karşımıza çıkmaktadır.